2021’de SACD’ın önemli karar alma görüşmelerinde yerinden edilmiş Suriyelilerin sesi olma görevini tamamen üstlendiği ve politika yapıcılarını, yerinden edilmiş Suriyelileri etkileyen politikaları tartışırken onların konumları ve hakları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayarak bu görevini yerine getirdiği görüldü.
Birkaç önemli meselede mücadele etmeye devam ettik. Bunlardan bazıları; devam eden yerinden edilmeyi belgelemek ve raporlamak, erken geri dönüşle mücadele etmek, güvenli ve onurlu bir geri dönüşün ve Suriye’de kalıcı bir barış umudunun temel ön koşulu olarak güvenli ortam kavramını oluşturmak ve sistematik bir yerinden etme, baskı ve demografik değişim politikasını sürdüren bir rejimin normalleştirilmesini önlemektir.
Yerinden edilmiş Suriyeliler adına güvenilir bir bilgi kaynağı pozisyonunda olarak, Suriye’ye dahil olan kilit ülke ve kurumların diplomatları ve karar vericileri ile doğrudan temas kurup, ilgili tüm forumlarda yer almaya çalıştık.
Etkili savunmaları devreye sokma ve gerçekleştirme çabalarımız, devam eden Covid pandemisinden önemli ölçüde etkilendi, ancak biz yine de mücadeleye devam ettik. Bu çalışmanın öne çıkan noktaları incelemede sunuluyor. Suriye rejimi yönetimdeyken ve sadece tüm Suriyelilerin özgür ve adil katılımını değil, aynı zamanda evlerine güvenli dönüşlerini garanti eden güvenli bir ortam mevcut değilken, politika yapıcıların Suriye’de seçimlerin mümkün olduğuna dair tüm görüşlerini ortadan kaldırma çabasını da içeriyor.
SACD 2021 yılında politika yapıcılar için geri dönüş tartışmaları bağlamında değerlendirilecek bir model olması açısından, sözde uzlaşma anlaşmalarının başarısızlığına ilişkin geniş ve hali hazırda devam eden analizlerde bulundu. Suriyelilerin Kuzey’e, hatta daha da uzağa, Türkiye’ye ve Avrupa’ya göç etmeye devam etmelerine sebep olan bu başarısızlığın en bariz örneği Dera’dır. Dera’da kötüye giden güvenlik durumu, Rusya tarafından güvenli ortam olarak gösteriliyor. Bu sözde “güvenli ortamda” Suriyeliler hala kaçmaya çalışırken cinayet, kaçırılma, tutuklama, yerinden edilme ve ölümle karşı karşıya kalmaktan muzdarip.
Üst düzey yetkililer ve uzmanlarla yaptığımız birtakım görüşmelerle, Türkiye, Almanya, Lübnan ve Danimarka gibi bazı kilit ülkelerin Suriye odaklı politikalarına ışık tutmaya çalıştık.
Şam ve kırsalının güvenli olduğunu dair açıklamalarla Suriyeli mültecileri koruma kapsamından çıkaran hatalı ve insanlık dışı politikası nedeniyle Danimarka, savunuculuğunu yaptığımız konuların yoğun odak noktası haline geldi. SACD, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğer grupların Şam da dahil olmak üzere Suriye’nin geri dönenler için güvenli olmaktan çok uzak olduğunu belgelemeye ve ilgili aktörleri bilgilendirmeye devam eden ortak çabalarına rağmen, bu politika hala yürürlükte.
SACD, Kuzey Suriye’ye yardım sağlanması konusunda Rusya’nın aleni şantajından etkilenen söylemi değiştirmek için BM Güvenlik Konseyi’nde önemli bir çaba harcadı. Yardımın yerinden edilmiş Suriyeliler içindeki en savunmasız olanlara karşı acımasız bir silah haline getirilmesine izin veren mevcut statükoya bir alternatif sunmak için çalışırken, önde gelen uluslararası hukuk uzmanlarının desteğini aldık.
SACD, Suriye rejimi altında yaşayan Suriyelilerin görüş ve algılarına ilişkin derin ve ayrıntılı bilgi sağlamaya ve baskı kaynaklı korkunun normalleştirildiği gerçeğini belgelemeye devam etti.
Suriye rejiminin geri dönenler için “güvenlik garantörü” olarak gösterilip normalleştirilmesi söylemine müdahale etmemiz ve aksini ispat etmemiz gereken cephelerden biri de ne yazık ki Suriye’deki en üst düzey BMMYK yetkilileri tarafından yapılan kamuoyu açıklamalarıydı.
Bazı ülke ve uluslararası kuruluşların, birçok Suriyeliyi baskı altına almaya, öldürmeye, yerinden etmeye ve işkence etmeye devam eden Suriye rejimini normalleştirmeye yönelik yoğun çabaları da savunuculuğunu yaptığımız çalışmalardan bazılarıydı. BM’nin ve uluslararası yardım kuruluşlarının Suriye’deki rolü de en büyük muammalardan biri. Suriye’deki yolsuzluğu ve rejimin yardım sektörünü kontrol etmesini sona erdirmesi beklenen gözetim mekanizmasında daha fazla şeffaflık olması için ilgili ülke ve kurumlardaki en üst düzey politika yapıcılardan bazılarıyla görüştük.
Her ne kadar tüm dünya Suriye halkının ve özellikle de yerinden edilmiş Suriyelilerin içinde bulunduğu kötü duruma yüz çevirmeye devam etse de 2022 yılında büyük zorluklarla mücadele etmeye devam edeceğiz. Nitekim, her zaman olduğu gibi, daha fazlasını yapmak ve ülkenin geleceğine ilişkin tüm görüşmelerde yerinden edilmiş Suriyelilerin haklarını gündeme getirmek için çaba göstereceğimizin sözünü veriyoruz. Her yerdeki yerinden edilmiş Suriyelilerin hakları, güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüş hakkı ve yerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüş koşullarını belirleme hakkı için; Suriye’deki tüm Suriyelilere güvenli bir ortam oluşturmak için; ve erken geri dönüşe ve yerinden edilmiş kişilerin haklarına zarar veren her türlü karara karşı çıkmak için mücadele edeceğiz. Her şeyini kaybetseler de asla onurlarından ve haklarından vazgeçmeyecek milyonlarca yerinden edilmiş insanın davasına kendimiz adadık. Sesimiz duyulmadan ve dikkate alınmadan adımıza hiçbir karar alınmaması için güçlü bir hareket inşa etmeye devam edeceğiz. Çünkü biz Suriye’yiz.