İdlib, 22 Nisan 2022 – Suriye Vatandaşlık Onuru Derneği (SACD), kuşatma altındaki Rukban Kampı’nda yaşayan yerinden edilmiş Suriyelilerin, insani yardımdan yoksun bırakılmanın bir sonucu olarak doğan kamptaki zorlu yaşam koşulları nedeniyle, Esad’ın elindeki bölgelere dönmek gibi acı bir seçim yapmak zorunda bırakıldıklarına dair yayınlanan son haberleri şiddetle kınamaktadır.

Rukban Kampı’nda yaşayan yedi binden fazla yerinden edilmiş Suriyelinin çorak bir çölde, yiyecek ve ilaç olmadan sert hava koşullarına maruz bırakılması gerçekten içler acısı bir durum. Rukban Kampı’ndan gelen son haberlere göre, son birkaç gün içinde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere yaklaşık 70 kişi herhangi bir güvenlik garantisi olmaksızın Esad’ın kontrolündeki bölgelere geri dönmek zorunda kaldı. Temel gıda maddelerinde yaşanan şiddetli kıtlık ve büyükbaş hayvan göçü kamptaki gıda güvensizliğini artırdı ve insanları Esad rejiminin kontrolu altındaki bölgelerde bilinmeyen bir kadere doğru yol almaya mahkum etti.

Esad rejiminin kontrolü altındaki bölgelere dönmek zorunda kalanların akıbeti hala belirsizliğini koruyor. Rukban’da mahsur kalan insanlara geri dönmeye zorlanmaları için benzer bir baskı uygulandığında SACD, Suriye güvenlik güçlerinin daha önce güvenlik soruşturmasından geçmelerine rağmen 174 kişiyi Humus’taki sözde ülke içinde yerinden edilen insanlar için kurulan sığınma evlerine götürdüğünü ve bu kişilerin “terör mahkemelerine” nakledildiklerini saptamıştır. Tutuklanan tüm genç insanlar ve erkekler, rejimden ve Rusya’dan, onları zulümden ve zorla askere alınmaktan koruyacak bir “kişisel anlaşmadan”’ yararlanma hususunda garanti ve taahhütler almışlardı. Geri dönüşlerinde tutuklanan kişilerin bazıları ortadan kayboldu ve nerede oldukları ise hala bilinmiyor.

Bu süreç Suriye’nin Esad kontrolü altındaki bölgelerinde bulunan uzlaşma merkezlerinde gerçekleşiyor ve Rukban’dan dönenler kamptan ayrılmadan önce rejimin güvenlik birimlerinin gözetiminde bu sürece uygun olup olmadıklarını kontrol ettirmek zorunda kaldılar. Buna rağmen bahse konu sözde güvenli giriş belgesi onlara keyfi gözaltı ve zorla kaybettirme uygulamalarına karşı koruma sağlayamadı.

Birleşmiş Milletler Suriye Ofisi ve Suriye Arap Kızılayı dahi, bu tür bir hareketin geri dönenlerin hayatları üzerinde söz konusu olabilecek tüm risklere rağmen, insanları Rukban’dan Esad’ın kontrolündeki bölgelere transfer etme planlarına müdahil oldu.

BM Suriye Ofisi ve BMMYK, erken ve güvensiz koşullarda geri dönüş sürecine suç ortağı olarak katılmak yerine, Suriyelileri dönüşte karşılaşacakları gerçekler hakkında bilgilendirmek noktasında bilhassa sorumlu olup bu konuda hesap verebilir olmalıdır. Şimdiye kadar, bu kurumların sorumluluklarını yerine getirmek yerine, defalarca geri dönen mültecilere yanlış bilgiler sunarak sahadaki gerçekler hakkında onları yanılttıklarına ve aynı zamanda insanları Humus’tan rejim kontrolündeki bölgelere transfer etmek için boş kamyonlar göndererek bu tür geri dönüşlere doğrudan müdahil olduklarına tanıklık ettik.

Suriye’nin hiçbir yerinde, özellikle de Esad rejiminin kontrolündeki bölgelerde güvenli bir ortam söz konusu değil. Yerinden edilmiş Suriyeliler, güçlü uluslararası garantilere sahip emniyetli bir ortamda güvenli, gönüllü ve onurlu bir geri dönüş için doğru koşullar sağlanana kadar kendilerine insana yakışır ve güvenli yaşam koşulları sunulması hakkına sahiptir.

Rusya, hiç bir şekilde barışın veya güvenli dönüşün garantörü olamaz ve Rukban halkı ve yerinden edilmiş diğer Suriyeliler, basitçe söylemek gerekirse kendilerini yerlerinden eden ve sevdiklerini öldüren suç odaklarının kucağına gönderilmemeli. Ukraynalıların Polonya’daki mülteci kamplarından alınarak Mariupol’daki Rus kontrolü altındaki bölgelere veya Rusya tarafından yerinden edildikleri diğer yerlere geri dönmeye zorlandıklarını hayal ediniz. Rusya’nın Suriye’de işlediği suçlar ve neden olduğu vahşet, Ukrayna’daki suçlarından daha az değildir. Suriyelilerin hayatları Ukraynalılardan daha az değerli değildir. Suriye rejiminin normalleştirilmesi ve yerinden edilmiş Suriyelilerin zorla ve zamanı gelmeden ülkelerine geri dönmeleri, sadece askeri kazanımlarını sağlamlaştırmaya ve Suriye’ye müdahalesinin meyvelerini toplamaya çalışan Rusya’nın çıkarlarına hizmet edecektir.

Bir kez daha BM ve Suriye Kızılayı’nı Rukban halkına insani yardımda bulunmaya, Suriye rejimi ve Rusya’nın insafına bırakılarak geri dönmek zorunda kalanların akıbetini takip etmeye ve bu durumu raporlamaya, belirsiz bir kadere doğru zorla geri dönüşlerini kolaylaştırmak yerine bu insanların gönüllü, güvenli ve onurlu dönüş haklarına saygı göstermeye davet ediyoruz.