Suriye Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği (SACD), “Güvenli Suriye Umudu Tükenmiş Durumda” başlıklı kapsamlı bir rapor yayınladı. Rapor, Suriyelilerin krizinin nasıl kötüleşmeye devam ettiğini ayrıntılı bir şekilde açıklarken, küresel ilginin diğer krizlere kaymasının bir sonucu olarak uluslararası bir müdahalenin aciliyetini vurgulamaktadır.
Rapor, Suriyelilerin karşılaştığı kritik güvenlik, sosyal, ekonomik ve insani zorluklara dikkat çekiyo. Hem rejim kontrolündeki bölgelerde hem de Kuzey ve Doğu Suriye’nin özerk yönetimi altındaki bölgelerde yaşayan Suriyelilerle yapılan 3000’den fazla görüşmeye dayanarak, geri dönenler için güvenli ve onurlu bir ortam yaratmak amacıyla köklü bir değişim ve güçlü uluslararası destek ihtiyacını vurgulamaktadır.
Savaş öncesi Suriye nüfusunun yarısından fazlası hâlâ yerinden edilmiş durumda, yaklaşık 5,5 milyon mülteci Suriye dışında ve 7,2 milyon kişi ise ülke içinde ÜİYOK olarak yerinden edilmiş. Dünya ilgisinin başka krizlere yönelmesiyle, Suriye’nin çatışma sonrası bir döneme girdiği gibi yanlış bir inanış ortaya çıktı. Oysa Suriye rejiminin tutumu değişmemiş olup, büyük çaplı geri dönüşler de yaşanmamıştır.
Çatışmanın kök nedenleri, özellikle rejimin güvenlik politikaları, keyfi tutuklamalar ve zorla kaybetmeler, henüz ele alınmamıştır. Mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin %80’inden fazlası, geri dönmeyi düşünmeden önce rejimin güvenlik güçlerinin dağıtılması ve reforme edilmesini talep etmektedir. Askeri düşmance çatışmaların azalması, güvenli bir ortam yaratmamıştır. Rejimin kontrolündeki bölgelerde yaşayan siviller hala keyfi tutuklamalara, zorla askere alınmaya ve milislerin şantajlarına maruz kalmaktadır.
Ekonomik durum da son derece kötü, zira rejimin kontrolündeki bölgelerde yaşayan Suriyelilerin %90’ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Ekonominin kötü yönetimi, yolsuzluk ve Batı’nın uyguladığı yaptırımlar durumu daha da kötüleştirerek birçok kişiyi ülkeyi terk etmeyi düşünmeye itmektedir.
Kuzeydoğu Suriye’de, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Suriye Demokratik Güçleri’nin kontrolündeki bölgelerde güvenli bir ortam hala sağlanamamıştır. IŞİD’in uyuyan hücreleri ve Suriye Demokratik Güçleri ile Türk güçleri arasındaki çatışmalar sürekli tehdit oluşturmaktadır. Son çatışmalar, bölgedeki istikrarsızlığı artırarak etnik gerilimleri şiddetlendirmiş ve daha fazla insanın yerinden edilmesine yol açmıştır.
Suriye’deki çatışmanın geleceği ve mültecilerin geri dönüşü sadece sosyal ve ekonomik bir mesele değildir. Yapılan araştırmalar, rejimin yapısında ve güvenlik güçlarında köklü değişiklikler yapılmadığı takdirde, Lübnan gibi ülkelerde artan baskılara rağmen mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönmeyeceğini göstermektedir. Ankete katılanların dörtte birinden azı, Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen siyasi süreç hakkında iyimser olduklarını belirtti. Bu durum, adalet ve hesap verebilirlik önlemleri de dahil olmak üzere kapsamlı çözümlere olan ihtiyacı vurgulamaktadır.
Suriye Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği’nin Mütevelli Heyeti Üyesi Dr. Mazen Kesibi “Uluslararası toplum, Suriye’de güvenli ve istikrarlı bir ortam yaratmak için kararlı adımlar atmalıdır. Bu, sürekli diplomatik çabalar, ekonomik baskılar ve Suriyeli mültecilerin doğrudan siyasi sürece dahil edilmesini gerektirir. Mevcut durum sürdürülemez ve eğer köklü değişiklikler yapılmazsa, daha fazla göç riskiyle karşı karşıyayız” demiştir.
Ankete göre sadece yüzde 1,1’lik bir kesimin önümüzdeki bir yıl içinde ülkeye geri dönmeyi düşündüğünü belirtmesi, bunun temelde güvenlik ve ekonomik koşulların engel olduğunu işaret etmektedir.
ankete katılanların sadece yüzde 17’si daha önce gözaltında olan yakınlarının Kasım 2023’te çıkarılan yeni bir kararnameyle serbest bırakıldığını söylerken, ankete katılanların dörtte üçünden fazlası ise affın samimiyeti ve anlamlılığından şüphe duyduğunu ifade etmiştir.
Rejim bölgelerinde ve Kuzeydoğu Suriye’de yaşayanların yarısından fazlası yaşadıkları yerlerdeki ekonomik koşullardan memnun olmadıklarını söylerken; rejim bölgelerinde yaşayan ve fırsat buldukları takdirde göç etmeyi düşündüklerini söyleyen Suriyelilerin dörtte üçü bu düşüncelerinin ardında ekonomik faktörlerin yattığını belirtmiştir.
Raporda kaydedilen şok edici gerçeklerden biri, Geri dönenlerin neredeyse tamamı başkalarına kendi izlerinden gitmelerini tavsiye etmemiştir. Rejim bölgelerindeki geri dönenlerin yüzde 85’i ve Suriye’nin kuzeydoğusundakilerin yüzde 91’i, yerlerinden edilmiş diğer Suriyelilere aynı şeyi yapmalarını tavsiye etmeyeceklerini söylemiştir.
Daha önemlisi, Dolayısıyla gelecekte çok daha fazla kişinin göç hareketliliği içinde olacağı söylenebilir. SACD’nin bulguları, Suriye’de şu anda, çatışma sırasında yerinden edilmemiş olan ancak ülkenin ekonomik çöküşü nedeniyle Suriye dışında bir yaşam düşünmeye zorlanan rejim bölgelerindeki nüfus arasında göç ve yer değiştirme niyetlerinin arttığını göstermektedir. Katılımcıların dörtte birinden azı BM öncülüğündeki siyasi sürece yönelik olumlu görüş bildirirken, birçoğu sürece dahil olan aktörlere veya sürecin kendisine güvensizlik duymaktadır.
Rapor, ABD, Avrupa Birliği, Türkiye, Lübnan ve sivil toplum örgütleri gibi etkili ülkeler için bir dizi öneride bulunmaktadır. Bu, Suriye’de gerçekçi bir güvenli ortam haritası oluşturulması, Suriyeli mültecilerin politik tartışmalara etkili bir şekilde katılımının sağlanması, insani finansmanın artırılması ve çatışmadan sonra Suriye’yi güvenli bir bölge olarak gösteren yanıltıcı anlatılarla mücadeleyi içerir.
Ayrıntılı bulguları içeren raporun tamamını aşağıdaki bağlantıdan okuyun: