Beyrut, 17 Aralık 2021 –Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği, BM’nin Suriye özel temsilcisine ve siyasi çözüm üzerinde çalışan kilit devletlere, sağlam uluslararası garantiler altında güvenli bir ortam oluşturmanın birincil önceliğe sahip olması gerektiğini ve ülkenin çoğunluğunu oluşturan yerinden edilmiş 13 milyondan fazla Suriyelinin güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşü için mutlak bir ön koşul olduğunu hatırlattı.
Geri dönen Suriyelilerin güvenliklerini ve onurlarını gerçekten güvence altına alacak böyle bir güvenli ortam oluşturabilmek için yerinden edilmiş Suriyeliler de kapalı kapılar ardında ilerliyormuş gibi görünen dönüş müzakerelerinin bir parçası olmalıdır.
Lübnan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, Birleşmiş Milletler Suriye özel temsilcisi Geir Pedersen 13 Aralık’ta şunları söyledi: “BM şu anda Suriyeli mültecilerin ana vatanlarına geri dönmelerini sağlamak için makul önlemler bulmaya çalışıyor” ve “Bu, Lübnan’ın davet edildiği Cenevre’de gerçekleştirilen müzakereler sırasında BM için öncelikli konuydu”.
Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği, kuruluşundan bu yana yerinden edilmiş Suriyelilerin haklarını her yerde savunan bir hareket olarak, herhangi bir siyasi çözümün ve Suriye’de kalıcı bir barış umudu sürdürmenin ön koşulunun, yerinden edilmiş Suriyelilerin güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşü için sağlam uluslararası güvencelerle koşulların oluşturulması olduğunu savunmuştur.
Bu nedenle, Suriye’de kapsamlı ve sürdürülebilir bir siyasi çözümü belirlemeye ve uygulamaya yönelik herhangi bir gerçekçi düşünce, yerinden edilmiş Suriyelilerin ana vatanlarına geri dönmeleri için etkili bir pratik çerçeve sağlanması ve onların, siyasi çözümün belirlenmesine ve uygulanmasına katılımlarını sağlamakla mümkündür.
Cenevre Bildirisi ve onu müteakip BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı Kararı’nın güvenli ortamın siyasi çözümün herhangi bir unsuru için gerekli koşul olduğuna dair hükümlerine rağmen, şimdiye kadar ne kararlaştırıldı ne de buna ulaşmak için bir yol haritası çizildi. Daha da önemlisi, bu tür bir güvenli ortam koşullarının tanımı ve belirleyicileri konusunda Suriyelilere danışılmamış olmasıdır.
Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği olarak bizler, güvenli ve tarafsız bir ortamın, herhangi bir beşeri, doğal veya başka bir fiziksel veya duygusal/psikolojik tehdidin bulunmadığı bir ortam olduğuna inanıyoruz. Tarafsız bir ortam; Suriye’deki ilgili tüm tarafların, etnik, din, mezhep veya dini grup, dil, renk, inanç veya siyasi bağlantıları nedeniyle bir tarafın diğerine üstünlüğü veya tercihi olmaksızın, Suriye Devletine dönen veya sınırları içinde kalan mülteciler ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilere (ÜİYOK’ler) hukuka ve adalet ilkelerine uygun olarak, herkes için eşit koşullarda muamele etmesi anlamına gelir.
Suriye’deki çatışma, Suriyeli mültecilere ve yerinden edilmiş kişilere çatışmadan önce yaşadıkları bölgelere ve evlerine güvenli bir şekilde geri dönme hakkı sağlamadan tamamen sona eremez. Suriye onlar için güvenli ve tarafsız bir ortam haline gelene kadar, bu hakkın kullanımı onların özgür iradesine dayalı olacaktır.
Tüm Suriyeli mülteciler ve yerinden edilmiş kişiler evlerine özgürce dönme hakkına sahiptir. Suriye’deki ilgili tüm taraflar, siyasi görüşleri, kökenleri, ırkları, dini inançları veya Suriye olaylarına yönelik tutumları nedeniyle taciz, yıldırma, zulüm, ayrımcılık veya gözaltı riski olmadan, güvenli bir şekilde geri dönmelerine izin vermeyi taahhüt etmelidir.
Yerinden edilmiş Suriyelilerin büyük çoğunluğu kendi dönüşlerini tüm ailenin ve daha geniş sosyal çevrenin dönüşüne bağladığından, “toplu dönüş” kavramı ve aile gruplarının dönüşü dikkate alınmalıdır.
Tüm mültecilere ev sahipliği yapan ülkeler ve Birleşmiş Milletler ve kuruluşları tarafından temsil edilen uluslararası topluluk, güvenli ortam koşulları sağlandıktan sonra kendi topraklarındaki mültecilerin ve ÜİYOK’lerin güvenli ve gönüllü dönüşlerini engelleyen veya mani olan her türlü faaliyeti önlemek için gerekli tüm önlemleri almalı ve güvenli ortam koşulları sağlandıktan sonra geri dönüş için maddi ve manevi destek sağlamaya çalışmalıdır.
Suriye topraklarındaki veya dışındaki Suriyeli mülteciler ve ÜİYOK’ler, güvensizlik, adli veya güvenlik makamları tarafından zulüm, toplumsal tehdit, dönmek istedikleri bölgelerde normalleşme için temel ve yeterli altyapı eksikliği gibi yaşamlarına yönelik ağır tehditler olduğunda, Suriye’ye geri dönmeyi reddetme hakkına sahip olmalılar. Bu tür tehditler, devlet kurumları veya resmi olmayan halk örgütleri veya hukuk sistemi, resmi yargı ve güvenlik kurumları, ordu ve silahlı kuvvetler tarafından insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlayacak düzeyde reform yapılmaması nedeniyle göç veya yerinden edilme nedenlerinin devam etmesini de kapsamaktadır.
Bu bildirinin dayandığı araştırma ve anketlerin sonuçlarının da gösterdiği gibi, üzerinde durulması gereken konu, Suriyelilerin kendi ülkelerindeki gerçek durumu algılayış şekilleri ve tanımlamalarına uygun güvenli bir ortamın sağlanamaması durumunda, kaçınılmaz olarak istikrarsızlığın devam etmesine ve Suriye’den özellikle Avrupa ve Türkiye’ye doğru yeni göç dalgalarının ortaya çıkmasına yol açacağıdır. Norveç Mülteci Konseyi, Suriye’deki durum olduğu gibi devam etmesi durumunda, Suriye’nin önümüzdeki on yıl içinde altı milyon daha mültecinin yerinden edilmesine tanık olacağını öngördüğünü belirtti.
Ayrıca vurgulanması gereken nokta, ankete katılan yerinden edilmiş Suriyelilerin %82’sinin görüşüne göre Suriye rejimini değiştirmenin geri dönüşleri için bir ön koşul olduğuna inanmasıdır. Gerçek bir yargı ve hukuk sistemi olmadan Suriye rejiminin güvenlik ve askeri politikalarının devam ettirmesi ve ekonominin kötüye gitmesi, güvenli bir ortama ulaşma düşüncesini zorlaştırıyor.
Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği olarak, Suriye’de halihazırda güvenli bir ortam olduğu konusunda Suriyelileri yanıltmanın veya ülkede yalnızca daha fazla demografik değişime sebep olacak bazı geçici çözümlere yönelmenin tehlikeli olduğunu vurguluyoruz. SACD, yakın zamanda Suriyeli mülteciler, ÜİYOK’ler ve Suriyeli ve uluslararası uzmanlarla iki yıldan fazla süren istişarelere dayanarak, yerinden edilmiş Suriyeliler için güvenli bir ortamın ne anlama geldiğini tanımlayan kapsamlı bir görüş bildirisi yayınlayacaktır.
BM özel temsilcisi ve geri dönüşle ilgili görünüşte devam eden müzakerelere katılan kilit devletler, Suriye’nin geleceği için çok önemli olan bu tartışmada yerinden edilmiş Suriyelilerin sesini duymazdan gelmemelidir. Böyle yapılması, mevcut yasal çerçevelere ve yerinden edilmiş Suriyelilere karşı bir görev ihmalidir ve geri dönüşle ilgili herhangi bir kararı, kaçınılmaz olarak anlamsız ve verimsiz hale getirecektir.