Yazan: Mouaz Bowaydani
Nisan ayı, Duma’nın acı ve eziyet dolu yerinden edilme vakasının üçüncü yıl dönümüydü. Yıllarca süren kuşatmadan ve rejimin bölgeye saldırmak ve muhaliflerin varlığını sona erdirmek için bulunduğu onlarca teşebbüsten sonra Suriye rejimi, Rus güçlerinin tam desteğiyle, neredeyse iki ay süren bir askeri hareket planı başlattı. Ruslar ile rejim güçleri, muhalif gruplar tarafından kontrol edilen Doğu Guta’nın büyük bir kısmını ele geçirmeyi başardı ve halkı Kuzey Suriye’de muhalif gruplar tarafından kontrol edilen bölgelere gönderdi.
Rejim ilk önce Harasta’yı, ardından Doğu Guta’nın merkezi bölgesini ve Duma’daki kırsal kesimin bir kısmını ele geçirirken; Duma’nın küçük bir kısmı, Doğu Guta’nın başkenti ve Şam’daki kırsal kesimin en önemli metropolü muhaliflerdeydi. Binlerce insan şehirdeki bodrumlara ve barınaklara sığındı. Kuşatmadan sonra askeri operasyonlar ile bombalamayı sonlandırmak amacıyla Rus subaylar ve Duma’da bulunan muhalif gruplar arasında müzakereler yapıldı.
Fakat Rusya ile olan müzakereler uzun sürmedi. 6 Nisan 2018 Cuma günü, iki ay süren, ağır ve benzeri görülmemiş bombardıman ve top ateşlerinden sonra insanların bodrum katlarından ve barınaklardan çıkma fırsatını buldukları tek huzurlu cumaydı. İnsanların cuma namazından dönmelerinin ardından, çocuklar güneşin altında oynayıp biraz temiz hava alırken, Ruslar ile Esad güçleri şehre saldırmaya başladı.
Suriye rejimi ile müttefikleri masum sivilleri bombalamak için ağır topları ya da silahları kullanmaktan kaçınmadı. Önce roketlerle bombalamaya başladılar, ardından da şehre Smerch roket atar, havan topları ve sahra topları yağdırıp, varil bombaları attılar. Operasyonlar, Hmeymim Hava Üssü de dahil olmak üzere diğer birçok askeri hava üssünden yürütüldü.
Binlerce sivilin hayatına mal olsa da şehre boyun eğdirmek için son baskı aracı olarak kullanılıp sivillerin başlarına tonlarca mermi ve roketlerin yağdığı acı dolu görüntüler vardı. Anneler, şehit düşenlerin naaşlarının alınması veya çocuklarının canlarının kurtarılması için adımlar atılsın diye ağlayıp yakarırken, halk yangınları söndürmeye bile çalışmadan mülklerinin yakılıp yıkılma görüntülerini izlemekle kaldı.
Saldırı iki gün boyunca hiç ateşkes olmadan devam etti. Roketlerin, mermilerin ve varil bombalarının tozları saldırının ikinci gününde insanların güneş ışığını bile görmesini engelliyordu. Ağır bombalama yetmezmiş gibi, 7 Nisan 2018’de akşam saat tam 8’de biri patlayıp öteki patlamayan kimyasal savaş başları taşıyan iki füze yerleşim bölgelerine düştüğünde, halk büyük bir şok yaşadı.
Bu kimyasal saldırı altında onlarca kadın, çocuk ve yaşlı hayatını kaybetti. O esnada rejim, sivilleri iki tanesi fırlatılmış olan ve kalanı fırlatılmaya hazır bin kimyasal füzeyle tehdit etti.
Bombalamanın gençler ve savaşçılardan önce çocukları, kadınları ve yaşlıları hedef alacağını söyleyen Rus güçlerinin saha komutanlığına ait tehditleri de içeren bu tehdide gelince, insanların dayanma ve karşı koyma gücünün geri kalanı da tükenmekteydi.
Rusya’nın bölgeye olan saldırısı, ertesi sabah şehrin teslim olmasıyla ve insanlarının bölgeyi boşaltması için Rusya’nın organize etmesiyle binlerce insanın yerinden edilerek Kuzey Suriye’ye gönderilmesiyle sona erdi. Rusya’nın orada kalanların güvenliğini sağlayacağına dair verdiği tüm sözlere rağmen, bölgede kalan insanlar yalnızca taciz ve zulümle yüzleşmekle kalmayıp mallarından da oldular; insanların onurları kırıldı.
Bugün, Duma şehrindeki yerlerinden edilmiş binlerce insan bu yerinden edilme yüzünden acı çekiyor. Fakat, onurlu ve gönüllü bir geri dönüşe zemin hazırlayan güvenli bir ortam sağlayabilmek için rejimin garanti vermediği tüm geri dönüş tekliflerini reddediyorlar. Buna rağmen Rusya ile rejimin sivilleri hedef alan suçlarından sorumlu tutulmasına ve Suriye rejimi ile olan işbirliği için ve devamlı olarak kimyasal silahlarla sivillere saldırması yüzünden Rusya’nın uluslararası toplum karşısından sorumlu tutulacağına dair olan ümitlerini kaybetmediler.
2013 yazında Guta’ya yapılan kimyasal saldırının ardından verilen 2118 sayılı kararda Rusya, uluslararası topluma rejimin kimyasal silahlarını imha edeceğine dair söz vermesine rağmen; Rusya ve rejim, gözlerini korkutarak yalan söylettikleri şahitleri göstererek zorla yerinden ettirmeye ve kaçanların barınma, toprak ve mülkiyet hak ihlallerine dair işledikleri suçları gizlemeye devam etti. Rusya, Beşar Esad’ın cani rejimini desteklemeye devam ettiği sürece, şehrin yerlerinden edilmiş insanlarının evlerine ve mallarına onurlu, güvenli, gönüllü ve temelli geri dönüşü için güvenli, huzurlu ve uygun bir ortamın sağlanması ve evleri ile mallarındaki kayıpların telafi edilip onarılması tahminen mümkün değildir.
Kapak fotoğrafı: Duma şehrinin yerinden edilmesi (Kaynak: Sosyal Medya)