27 Kasım’da başlayan askeri operasyonlar, Suriye Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği’nin geçtiğimiz yıllarda hem uluslararası hem de bölgesel karar vericilere ulaştırmaya çalıştığı gerçeği şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlamıştır.
Esad rejimi artık Suriye’yi yönetememekte ve sürdürülebilir siyasi çözümler konusunda güvenilecek bir taraf değildir. “Karşılıklı adım” ve “Anayasa Komitesi” girişimi gibi Suriye rejimini memnun etmeye ve ona taviz vermeye dayalı siyasi girişimler, üzerine kurulduğu yanlış temeller ve Esad rejiminin Suriye halkını mağlup ettiği varsayımına dayanması nedeniyle başarısızlığa mahkum girişimlerdir.
Gerçek şu ki, Suriye rejimi, Suriyeliler arasında meşruiyetini yitirdikten sonra tamamen dağılmış ve sonuncusu 2015’te olmak üzere kendisini birçok kez tamamen çökmekten kurtaran müttefiklerinin desteğini de kaybetmiştir. 2019’dan bu yana aldığı tüm yardımları ve uyuşturucu ticaretinden kazandığı parayı, devleti ve hatta milislerini yeniden inşa etmek yerine, belli bir sınıfı zenginleştirmek için çarçur etmiştir. Esad bölgesel istikrara yönelik bir tehdit haline gelmiş ve sürdürülebilir bölgesel istikrarın sağlanması konusunda güvenilmez biri olmuştur.
Suriye Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği olarak, Suriye’deki siyasi süreci destekleyen uluslararası ve bölgesel aktörleri, siyasi sürecin temellerini kökten yeniden değerlendirmeye ve yeni gerçekliğe uygun şekilde yeniden formüle etmeye, geçmişte yapılan hatalardan kaçınmaya, bu temeller çerçevesinde kolay ve hızlı olmayacak olan bu süreçte Suriye genelindeki tüm Suriyeliler için güvenli bir ortam sağlamaya çağırıyoruz. Ayrıca Derneğin her zaman vurguladığı üzere, Suriye toplumunun yarısını temsil eden, dolayısıyla herhangi bir siyasi çözümün gerçek meşruiyeti, başarısı ve sürdürülebilir olmasını sağlayacak olan yerinden edilmiş Suriyelilerin sürece güçlü ve etkili bir şekilde katılımı sağlanmalıdır.
Suriye rejiminin kontrolünden çıkan alanların güvenli bölgelere dönüştürülmesi Suriyelilerin ve uluslararası toplumun önceliği olmalıdır. Gerçek anlamda güvenli bir ortam sağlanmadığı sürece Suriyeli mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünün sağlanamayacağı ve Suriye rejiminin var olduğu sürece güvenli bir ortama ulaşılamayacağı bir kez daha kanıtlanmıştır. Bu nedenle Suriye halkı, bu bölgelerden yerinden edilmiş kişileri ve gönüllü olarak geri dönmek isteyen herkesi kabul etmeye hazır ve muktedir olmak için Suriye Halkının Dostları Grubu ülkelerini bu fırsatı değerlendirmeye ve son dönemde rejimin kontrolünden çıkan bölgelerde Suriyelilere güvenli bir ortam oluşturmak için gerekli desteği sağlamaya çağırmaktadır.
Yaşanan son gelişmeler, Suriye’nin çağdaş tarihinde yeni bir siyasi dönemi aralamaktadır. Suriyeliler, son günlerdeki tüm kazanımlara rağmen yolun hala uzun ve zorlukların fazla olduğunun, Suriye toplumunun tüm kesimlerinin arzuladığı hedeflere ulaşmak için eşi benzeri görülmemiş bir iş birliği ve entegrasyonun sağlanması gerektiğinin farkında olmalıdır. Bu nedenle, sivil kurumlara ve gruplara, yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü ve tüm Suriyeliler için insana yaraşır ve güvenli bir yaşamı garanti edecek güvenli bir ortamı sağlamak için gerekli mekanizmaları içeren net bir yol haritası geliştirme ve sivil toplumun, kurumları aracılığıyla Suriye’de güvenli bir ortamın sağlanmasında izleme organı olması gerekliliği konusunda çağrıda bulunuyoruz.
Tarihin çarkı dönmüştür ve geriye gitmeyecektir. Aslında çark 2011’de dönmeye başlamış ve bugün gördüklerimiz, Suriye halkının başlattığı ve uğruna kendisine en iyi şekilde yaşamayı arzu etme hakkı veren bir bedel ödediği barışçıl halk hareketinin meyveleridir. Uluslararası toplum Suriyelilerin iradesini desteklemeli, özgürlüğe ve onurlu bir yaşama kavuşmalarının önünü açmalıdır.