* Zabadani bölgesinden yerinden edilmiş bir grup Suriyeli tarafından Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği’nde yazıldı

Nisan 2017’nin başında, bir yanda bazı muhalefet gruplarının temsilcileri ile diğer yanda İran ve onun vekil milisleri Lübnan Hizbullahı arasında, Suriye rejiminin altında, ancak ilk imzalı versiyonda yer alan Birleşmiş Milletleri yer almadan değiştirilmiş şekliyle “Dörtlü Kasaba Anlaşması” imzalandı. Ancak ikinci versiyon imzalandığında, çok sayıda tutuklunun (1500 tutuklu) serbest bırakılmasını ve bölge sakinlerinin evlerini terk etmeye zorlamamasını içeren ilk versiyondaki Suriye rejimi ve İran’ın yükümlülükleri göz ardı edildi.

Bu anlaşma, el Zabadani, Medaye ve Baqin sakinleri de dahil olmak üzere çok sayıda Suriyelinin[1] zorla yerinden edilmesiyle sonuçlandı. Öte yandan, Özgür Ordu gruplarının kontrolündeki bölgelerde bulunan Kafraya ve el Fuah kasabalarının sakinleri de yerlerinden edildi. Rejimle birlikte yerinden etme suçuna doğrudan müdahil olan İran, ülkenin kuzey ve güneyindeki diğer şehir ve kasabaların da anlaşmaya dahil edilmesini sağladı.

Bu yerinden edilme, sadece siyasi anlaşmanın ürünü değil, aynı zamanda bu bölgelerdeki insanları ve grupları kasabalarını ve şehirlerini terk etmeye zorlamada önemli bir rol oynayan sivillerin gelişigüzel bombalanmasına ek olarak, aynı zamanda Hizbullah’ın sınırda izlediği kuşatma ve açlık politikalarının da ürünüydü. Bu kuşatma ve bombardıman, 84’ü açlıktan olmak üzere 300’den fazla sivilin ölümüyle sonuçlandı.

Stratejik konumu ve İran projesi için önemi nedeniyle bölgeyi kontrol etmeye çalıştığı için Hizbullah’ın Zabadani bölgesine müdahalesi, 2015 yılının Mart ayının ortasından beri aşikardı çünkü Zabadani bölgesi, batı etekleri Lübnan’a, doğu etekleri başkent Şam’a bakan dağlık bir bölgedir. Bu kapsamda Hizbullah, toprakların hedef alınması ve yüzlerce meyve ağacının yakılması ve tarım arazileri boyunca tali yolların genişletilmesinden başlayarak, ovada ve özellikle Zabadani ve Medaye çevresine mayın hattı döşeyerek, Zabadani şehri ve komşu Medaye kasabası üzerindeki kuşatmasını ve kontrolünü sıkılaştırmak için sistematik adımlar attı. Bu, sonunda, el Zabadani kentine ek olarak, Medaye’nin kasabaları, Baqin, Waheesh Bajd, Sargaya, Rawda, Deir al-Ashayer ve Wadi Barada’nın kasaba ve köylerini de içeren Zabadani bölgesinin idari sınırlarının yüzde sekseninden fazlasını kontrol altına aldıktan sonra, El Zabadani kasabasının kuşatılmasına yol açtı.

Zabadani bölgesinin İranlılar için stratejik önemi, Suriye rejiminin bölgeyi kontrol etme planlarından tamamen uzak durması ve Hizbullah’ın karadaki abluka ve askeri operasyonları yönetmesiyle ortaya çıktı. İran ise müzakerelerle, İran ve Hizbullah’ın da yoğun olarak müdahil olduğu Lübnan sınırına komşu el Kuseyr’deki yerinden edilmenin ardından ülkenin tanık olduğu en önemli demografik değişim süreçlerinden birine ulaşmayı başardı.

Öte yandan İran, Medaye ve Zabadani’deki yerinden edilmenin yaklaşık bir yıl içinde tamamladıktan sonra, çoğunlukla kendisine ve müttefiki Esad rejimine destek veren Şii iki kasaba olan Kafraya ve el Fuah halkını tamamen yerinden etmeye zorladı. Bu, Suriye rejimi ve müttefikleri Rusya ve İran’ın kendilerine baş kaldıran bölgelerde kuşatma, açlık ve askeri gerginlik politikaları izleyerek, yüz binlerce kişinin kendi yerlerinden edilmesine yol açan ülkenin nüfus mühendisliği politikasını benimsediklerini gösteriyor. Bunun sonucunda da Hizbullah’ın, ister kuşatma ister askeri gerginlik yoluyla olsun, siviller üzerindeki baskıyı yoğunlaştırmayı ve yerel halka kendilerine boyun eğdirmeyi amaçladığı açıkça ortaya çıktı. Aslında Hizbullah, Medaye’ye ölüm kuşatması yaparak 5.975’den fazla kişinin yerinden edilmesine neden olmakla kalmadı, aynı zamanda gelecekte sivillerin bölgelerine dönmesini engelleyen politikalar da uyguladı. 250’den fazla askeri karakol kurdu ve yerinden edilmenin ardından Suriye ile Lübnan arasında silah ve uyuşturucu transferini kolaylaştırmak için ovalarda ve dağda tali yolları açtı.

Hizbullah ayrıca bölgeyi İran’dan gelen silahlar için büyük bir depoya dönüştürdü. Bu depo daha sonra İsrail tarafından bombalandı. Bu durum ovanın parçalanmasına ve uzun ömürlü ve dayanıksız yüzlerce meyve ağacının yok olmasına neden oldu. Bunların yerine en az on yıl içinde meyve verecek alternatif ağaçların yeniden dikilmesi gerekir. Ek olarak, tarım arazisine verdiği zarar yüzünden onu tekrar elverişli hale getirme ihtiyacı da ortaya çıktı. Bunun yanı sıra, Medaye ve Zabadani civarındaki birkaç hektarlık tarım arazisinin mayın tarlalarına dönüştürüldü, bu da arazi ıslahı ve ekim sürecini ölümcül risklerle dolu hale getiriyor. Pompa istasyonları ve elektrik üretimi de yok edildi ve el Zabadani’nin kentsel alanının yüzde 80’inden fazlası yıkıldı.

Diğer zararlın yanı sıra, bütün bunlar ve daha fazlası, daha çok tarımla uğraşan bir toplum için geçim ve gelir imkanlarının yetersizliği ve neredeyse yok denecek kadar az olması ile güvenli bir ortam elde etmek için siyasi ve güvenlik koşullarının yokluğunda bile, bölge halkına onurlu ve güvenli bir geri dönüş için makul bir umut ve fırsat yaratıyor. Hizbullah tarafından kasıtlı olarak yürütülen çevresel tahribat ve bölgenin güzel doğasının değiştirilen özellikleri, bölgedeki turizmin gerilemesi sonucu özellikle Medaye kasabasındaki ticari faaliyetlerde keskin bir düşüşe ek olarak, turizm ve gayrimenkul sektörlerindeki insanlar için yatırım fırsatlarını da derinden etkiledi.

Vatandaşların onurlu, güvenli ve gönüllü bir dönüşünü mahrum bırakmasının yanı sıra, Şam’daki rejim, özellikle Zabadani ve Medaye’deki açlık, kuşatma ve zorla yerinden edilme suçları için yasal, ahlaki ve siyasi sorumluluk taşımaktadır. Tüm bunlar, öncelikle bölge üzerindeki yasal yargı yetkisine ve daha sonra zorla yerinden etme suçuna yaptığı yatırıma ve yerinden edilmiş kişilerin onurlu, güvenli ve gönüllü geri dönüşünü önlemeye yönelik politikalarının devamına dayanmaktadır. Üstelik Suriye rejimi aynı zamanda yerinden edilenlerin ve rejim ordusunda askerlik hizmetini reddedenlerin mallarına el koyarken, simsarları aracılığıyla insanların mallarına ve geçim kaynaklarına el koyuyor ve mallarından vazgeçmeleri için şantaj yapıyor.

Bu nedenle, yerinden edilmiş Zabadani halkı, mevcut koşullar altında herhangi bir dönüşü makul veya kabul edilebilir görmemektedir. Güvenli bir dönüş ancak, insanların maruz kaldığı zarar ve kayıpların telafi ve tazmin edilmesi, güvenli ve tarafsız bir ortamın oluşturulması, yerli ve yabancı yetkililer dahil suç işleyenler ve olaylara karışanlar için hesap verebilirlik gibi güven tesis edici önlemler alınması, tutukluların serbest bırakılması ve kaybedilenlerin akıbetinin açıklanması halinde gerçekleşebilir.

[1] el Zabadani bölgesi, el Zabadani şehri dışında bir kaç şehir, kasaba ve köyü kapsamaktadır.