Söz konusu mülteciler olunca, kendini güvende hissetme ve belirli bir yer ve zamanda güvende olmanın tanımı oldukça güç bir mesele. Pek çok insan Suriye’de güvenliğin savaşın veya doğrudan yaşamı tehdit eden bir durumun sona ermesi anlamına geldiğini düşünüyor. Birçok hükümet, verilerden elde ettikleri kendi bakış açılarına göre Suriye’nin güvenli olup olmadığına karar verme hakkına sahip olduklarını düşünüyor. SACD olarak, ortamın ne kadar güvenli olduğunu belirleyebilecek kişilerin yalnızca mülteciler ve yerinden edilmiş kişiler olduğuna inanıyoruz. SACD, Suriye içinde yerinden edilmiş kişilerin Suriye’nin güvenliği konusuna dair gerçek duygularını yansıtmak için birtakım görüşmeler yürütüyor. Duyguları, hayalleri ve istekleri olan insan hikayeleriyle bu konuyu gözler önüne sermek istiyoruz.
Bu görüşmelerden öğrendiğimiz en önemli şey, güvenlik duygusunun kişiden kişiye çok değişken olduğudur. İnsana sadece kendini güvende hissettiren şey, hayatını doğrudan tehdit eden bir şeyin olmaması değildir. Aksine gelişmeyi ve üretmeyi hedefleyen hayata bakış açısına sahip olmak, aileye ve sevdiklerine bağlı olmak, maddi istikrara sahip olmak gibi birçok unsur da insanın güven duygusunu etkilemektedir. Suriye’de adil bir yönetim sistemi olmadığı için, elbette bu unsurların hiçbiri bulunmamaktadır.
Aslen Suriye’nin neresindensiniz?
– Adım Wajdi Al-Jassem, Deyrizorluyum.
Savaş öncesinde hayatınız nasıldı anlatır mısınız?
–Savaştan önce, yaklaşık bir buçuk yıllık evliydim. Çocuk sahibi olmayı ve düzgün bir hayat sürdürmeyi hayal ediyordum ancak o dönemde Suriye’deki istikrarsız güvenlik durumu yüzünden bütün hevesim kaybolmuştu.
Ne zaman orayı terk etmeyi düşündünüz ve terk etmenize ne sebep oldu?
–Mahallelere yönelik yoğun füze bombardımanı ve hava saldırılarının başlamasından sonra, 2012 Eylül ayının sonunda yerimden edildim. el-Jubaila Mahallesi’nden en son biz ayrıldık.
Şu anda nerede yaşıyorsunuz ve oraya nasıl gittiniz?
– Şu anda İdlib şehrinde yaşıyorum. Buraya dört yıl önce, Kamışlı şehrinde yerimizden edilip Ebu Kemal’e göç etmemizden ve Ebu Kemal’in hiddetli bir şekilde artarak bombalanmasından sonra geldik.
Yaşam şartlarınız nasıl?
– Allah’a şükür iyi. Ancak kiraların yükselmesi ve son zamanlarda İdlib’in güney kırsalından çok sayıda insanın yerinden edilmesinden sonra İdlib’de ev bulmak çok zorlaştı.
Suriye parasından sonra Türk parası da değer kaybedince fiyatlarda artış oldu ve masraflar da her geçen gün artıyor.
Gelir kaynağınız nedir ve yaşam olanaklarınız nasıl?
– Düzgün maaşlı bir iş bulmakta zorlanıyorum. Sağlık sektöründeki bir kuruluşta geçici sözleşmeyle çalışıyorum. Hem ikamet yerim hem de işim sabit değil. Ama Allah’a şükür umudumuzu kaybetmemek için iyimser olmalıyız.
Şu an yaşadığınız yerde kendinizi güvende hissediyor musunuz?
–Güvenli hissetmek birden fazla etkene bağlı. Rejimin ani bombardımanlarından korkuyoruz. Türk parasının değer kaybetmesi yüzünden yaşam şartlarımızın bozulmasından korkuyoruz. Ayrıca ev sahibinin talebiyle evden çıkarılmaktan da korkuyoruz.
Şu anki güvenlik durumunuzdan bahseder misiniz? En büyük korku sebebi nedir?
–Yaşananları takip eden herkes kendini kaygılı ve yorgun hisseder. Ama bunlarla ilgilenmeyen biri sakince yaşamına devam edebilir. Hırsızlıklar, kurtarılan bölgelerin her yerine yayılmış durumda. Cinayetlerin yanı sıra çocukların, erkeklerin ve kadınların kaçırılması da dahil birçok suç işleniyor. Ancak tehdidin asıl kaynağı rejimin bu bölgelere yönelik bombalama veya işgal girişimleridir.
Yakın zamanda evinize dönmeyi düşünüyor musunuz ve ne için dönmek istiyorsunuz?
– Elbette geri dönme fikri aklımdan çıkmıyor. Bunu düşünmediğim bir gün bile yok. Ancak mevcut zorlu şartlarda evlerimize dönmemiz çok zor. Bir gün bu zorluklar ortadan kalktığında, kesinlikle geri gönüş zaruri olacaktır. Ancak geri dönüşteki tehlikeli güvenlik durumu ve yolsuzluğun, adaletsizliğin, zulmün, kovuşturma ve tutuklamanın çok yaygın olması geri dönüşü engelliyor.
Hiç ülkeyi terk etmeyi düşündünüz mü?
– Bunu düşündüm hatta denedim de ama yapamadım.
İdlib’e yönelik son saldırılarda, diğer bölgelerden çok sayıda insanın yerinden edilmesinin ardından yaşanan belirsizlikte gitmek için çok uğraştım. Özellikle şehirde çok zorlu şartlar olduğunda ve yaşlı anne ve babamın sağlık koşullarından dolayı onlarla ülkeyi terk etmeyi düşündüm.
Suriye’nin ve Suriyelilerin geleceğini, özellikle de gençler açısından, nasıl görüyorsunuz?
–Hala umudum var çok şükür. Suriye’nin istikrarını, Suriyelilerin yaşam istikrarını görüyorum. Suriye halkına ihanet eden ve Suriye’yi yok etmede başarısız olanların yıkımını da görüyorum; ne ekerseniz onu biçersiniz. Tüm bunları, daha iyi bir geleceğin habercisi olan gençlerin artan farkındalığı ve gücü sayesinden görüyorum. Doğu Akdeniz topraklarının dokunulmazlığı ve Doğu Akdeniz halkının güvenliği için her türlü yozlaşmanın yok edileceğini düşünüyorum.
Kapak fotoğrafı: Bombalama, İdlib kırsalındaki Ariha’nın merkezindeki popüler bir pazarı hedef aldı ve bu da çok sayıda can kaybına katkıda bulundu Ekim 2021 (AFP)