Suriye, 13 yıldır Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü riskli hale getiren korkunç insani koşullarda yaşıyor. Suriye rejiminin politikaları, uluslararası olarak yasaklanmış silahlar da dahil olmak üzere mevcut tüm araçların Suriye halkına karşı kullanarak dayanılmaz insani acılara yol açmiştir.
Rastgele tutuklamalar ve gözaltında işkence devam etmekte, Suriye’yi güvensiz ve yaşanmaz bir ortam haline getirmektedir. Suriye halkı, onurlu bir yaşamın en temel ihtiyaçlarından yoksun olarak ciddi bir insani krizden muzdarip olmaya devam etmektedir.
Suriye’ye dönen Suriyeliler, hayatları ve güvenlikleri üzerinde büyük bir riskle karşı karşıya. Suriyeli mültecilere kapılarını açarak onları kabul eden ev sahibi ülkeler, bu mültecilerin insan onuru ve güvenliğini korumakla en çok ilgilenen taraflardandır. Bu mülteciler, kendi ülkelerinde rastgele tutuklamalar, işkence ve rastgele bombardıman gibi zorluklarla karşılaşmışlardır.
Irak şu anda, Suriyeliler de dahil olmak üzere ikamet koşullarını ihlal eden yabancıları hedef alan bir sınır dışı etme kampanyası yürütüyor. Son güvenlik baskınları sırasında, Irak İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarına göre ikamet koşullarını ihlal ettikleri için Bağdat’ta birçok Suriyeli gözaltına alındı. Ancak bu kişilerin bazıları, Birleşmiş Milletler’den “sığınma başvurusu” belgesi taşıyor ve buna rağmen gözaltına alındılar, bu da kaderleri ve güvenlikleri konusunda büyük endişe yaratmaktadır.
Herhangi bir devletin, kendi yasalarını ve politikalarını uygulama ve topraklarındaki ihlalleri sınır dışı etme hakkı vardır. Bununla birlikte, Suriyelilerin durumunun, ülkelerindeki zorlu insani koşullar nedeniyle özel bir muamele gerektirdiğini anlamalıyız. Suriye’deki mültecilerin Suriye’ye dönüşü, istikrarsız güvenlik durumu ve devam eden insan hakları ihlalleri nedeniyle büyük riskler taşımaktadır. Bu, onların sınır dışı edilmesini, uluslararası insan hakları standartlarına göre güvensiz ve kabul edilemez kılmaktadır.
Bu geri göndermenin, uluslararası hukukun temel ilkeleriyle açıkça çeliştiğini belirtmek isteriz. Ayrıca, bu şekildeki geri göndermeler, yabancılar ve uluslararası koruma hukukuyla da çelişmektedir. Bu hukukun 55. maddesi, bir kişinin ölüm, işkence veya insanlık dışı muamele veya ceza veya onur kırıcı muamele riski altında olabileceği bir ülkeye sınır dışı edilmesini istisna tutar.
Suriye Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği (SACD), Irak’ta devam eden güvenlik operasyonundan derin endişe duymaktadır ve Suriyeli mültecilere yönelik uluslararası ve insani hukuk ilkelerine uyma çağrısında bulunmaktadır.
Aynı zamanda, geçtiğimiz Ağustos ayında Irak Yüksek Yargı Konseyi tarafından alınan ve Irak’tan herhangi bir Suriyeli mültecinin sınır dışı edilmesini yasaklayan karara da dikkatinizi çekmek isteriz. Bu karar, Irak hükümetinin, topraklarında bulunan Suriyeli mültecilerin haklarını koruma ve yaşam koşullarını iyileştirme çabaları kapsamında alınmıştır ve Birleşmiş Milletler’e bağlı kuruluşlar tarafından Irak’ta alınan yasaları tanımaktadır.
Ayrıca, Suriyelilerin bu gözaltından zarar gören haklarını koruma ve onlara koruma sağlama, onları zorla Suriye’ye geri göndermeme ve onları Suriye rejimine teslim etmeme konusunda gerçek rolünü üstlenmesi için Yüksek Komiserlik ve ilgili tüm kuruluşları göreve çağırıyoruz.
Sürekli duruşumuzu yeniden belirtiyor ve Suriye’nin mülteciler için hala güvenli olmadığını teyit ediyoruz. Uluslararası toplumu, bu ciddi ihlalleri durdurmak ve Suriye halkının taleplerini karşılayacak kapsamlı bir siyasi çözüm bulmak için çabalarını yoğunlaştırmaya çağırıyoruz. Suriyelilerin kendileri tarafından belirlenen şartlarla güvenli bir ortamın temel taşı olması gerektiğini, böylece mültecilerin evlerine güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde dönmelerine izin verilmesi gerektiğini vurguluyoruz.