Son aylarda, Suriyeli mültecilerin Türkiye'den Suriye'ye sınır dışı edildiğine dair artan sayıda raporlar var. Ekonomik kriz, mülteci Suriyelilere yönelik söylemin siyasallaşması ve bazı durumlarda sosyal medyada Suriyelileri hedef alan insanlıktan çıkaran dil, en fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan ülkede bu tür vakaların artmasına neden olan bir atmosfer yarattı.
Bu vakalardan bazıları, kabahatler nedeniyle “gönderme merkezlerine” götürülen veya belgesiz tutuklanan kişileri içerirken, diğer vakalarda kişilere “gönüllü geri dönüş” beyannamelerini imzalamaları için baskı yapıldığını bildirdiler. Sınır dışı edilme raporları, güvenli olmayan bir Suriye'ye erken dönmekten korkan Suriyeli mülteciler arasında büyük endişe ve korkuya neden oldu. Aynı zamanda, bu davalar hakkında dolaşan güvenilmez bilgiler de daha fazla kafa karışıklığına ve endişeye neden oluyor.
Gerçekte ne olduğunu, Türk makamlarının bu tür kararlarının yasal bir dayanağı olup olmadığını, Türk ve uluslararası hukuka uygun olup olmadığını ve yerinden edilmiş Suriyelilerin bu gibi durumlarda neler yapabileceğini belirlemek için benzer davalar üzerinde çalışan iki avukatla konuştuk.
Kurtuluş Baştimar, bir Türk avukat, uluslararası hukuk danışmanı ve Prisoners Defenders International'ın Asya Direktörü iken, Rami Al-Kasem, Türkiye'deki Suriyeli mültecilere adli yardım sağlayan Suriyeli bir avukat ve Suriye Vatandaşlık Onuru ve Hakları Derneği (SACD) üyesidir.
- Suriyeli avukat: Rami Azmi Al-Kasem
- Uluslararası hukuk danışmanı: Kurtuluş Baştimar